Yukarıda yer alan meblağ satıcının Makale Siparişi alımında 100 kelime için istediği fiyattır.
Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Tezli Yüksek Lisans mezunuyum. Sosyal ve insanlık bilimleri üzerine yapilan araştırmalar ve ince analizlerim, bilime katkı sağlamakta, insanları geliştiren ve değiştiren vizyonum dinamik yapıya sahip olmaktadır. Yepyeni metadolojilerin ortaya atılması, yeni fikirlerin analizler üzerinde çarpıcı sonuçları sosyal bilimlerin post modern bir parçasıdır. Iktisadi, beşeri ya da sosyal bağlamda incelemeler yapip, bilinç, bilinçaltı ve psişik meseleleri ortaya koyarak konunun geniş ve kapsayıcı olmasını sağlarım. Örnek bir çalışmadaki sonuç yazim şu şekildedir; "Tarih boyunca insanlığın doğayı kendi yararına kullanabileceği kanıtlanmıştır. Bu tarihsel sürecin bir parçası olarak toplumsal cinsiyet, iş birliği ve yüzleşme yoluyla bir toplumsal tarih oluşturmuştur. Baskıcı ilişkinin temelleri doğal istismarla başlamış, kadına yönelik şiddetle devam etmiştir. Tarım ve hayvancılığın evrimi ile yüzyıllardır avcılık yapan milletler, yüzyıllardır kutsal ve fiziksel güçlere sahip oldukları söylenen kadınların doğumunun sadece kadınlık anlamına gelmediğini bulmuşlardır. Böylece kadınlara dayalı bir kraliyet ilişkisinin temelleri atılmıştır. Toplumsal refah sürecinde ilk yapıcı ve ilk adım olarak kadının önemi toplum genelinde aynı kalmıştır. Ancak öz babanın doğması ve baba-çocuk ilişkisinin gelişmesiyle birlikte ataerkil aile yapısı birçok değişiklik ve gelişmeyi de beraberinde getirmiştir. Ataerkil yapı, erkek egemenliğine ve kadının kendi kaderini tayin hakkını kullanılmasına dayalı toplumsal ilişkilerin önemli bir parçasıdır. Bu ataerkil yapıda ortaya çıkan yeni üretim sistemi kapitalizm, ataerkillerin öğretilerinden büyük ölçüde yararlanmış ve yararlanmaya devam etmektedir. Özellikle, kapitalizmi tanımlayan anahtar kavramlardan biri olan ücretli işçiler ile kamu ve özel sektör arasındaki uçurum, kadın ve erkeğin rollerini ve ilişkilerini değiştirmiştir. Kapitalizmle birlikte kadınlar, erkekler ve çocuklar fabrikalarda çalışmaya başlamış ve aile yapısında başka erozyonların meydana gelmesine sebep olmuştur. Bununla birlikte, birçok işçi daha fazla değerli hale gelmiştir çünkü gelir ve kazanç, kapitalizmin en önemli ve ilk aşamasıdır. Daha sonra çocukların iskelet yapısının bozulması ve kadın gebelik sürecinde yaşanan zorluklar, yeni modern aile yapısının sadece burjuvaziye değil, topluma da yayılması gereken bir kurum haline gelmesine neden olmuştur. Böylece kamu ve özel sektör ayrımı netlik kazanmıştır. Evde tutulan kadınların ürettiği iş, kapitalist bir teklif olarak görülmemiştir. Kadınların işi doğa ve aşkla ilişkilendirilmiş ve ailenin geçimini sağlayan bir erkeğin statüsü daha da önemli hale gelmiştir. Kadın hakları, böylesine tarihsel bir süreçte, kadınların özel olarak konuştukları ve kişisel sorunlar dedikleri konuların tüm kadınları etkileyen siyasi meseleler olduğunu anlamamızı sağlamıştır. "Kişisel politiktir" sözü kadın örgütleri için de başarılı bir slogan olmuştur. Toplumsal cinsiyet kavramı da bu dönemde ortaya çıkan önemli bir kavram olarak yerini almıştır. Doğal ve değişmeyen doğanın kültürel bir eşitlik olduğunu anlatmak için cinsiyet önemlidir. Kadınlar, ortak gibi görünen cinsel ilişkilerin arkadaşlık sürecinde öğrenilen yönler ve davranışlar olduğunu öğretileriyle ifade etmişlerdir. Böylece, toplumsal cinsiyet hakkında sorgulamanın önemli bir parçası haline gelmiştir. Kadın hareketi sayesinde kadınlar vatandaşlık ve çalışma hakkı kazandılar. Ancak toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin sadece kaybedilebilecek ve reddedilebilecek bu hakları, dışsal bir sorun değildir. Toplumsal ve kültürel hayatımızı şekillendiren sistem olarak ataerkil sistemin yapısı, kamusal hayatın her alanına hakimdir. Toplumdaki ataerkil statünün öneminin, kadınların ilk etapta elde ettikleri güçlü yönleri geliştirmemelerinin sebeplerinden biri olduğu söylenebilir. Ayrıca içlerindeki bölünmeler ve savundukları doktrinler arasındaki farklılıklar bütünlüğünü zedelemiştir. Yaşadığımız neoliberal çağda, toplumsal cinsiyet rollerinde büyük bir değişiklik olmadığını, ataerkil yapının halen işler durumda olduğunu görüyoruz. Demokratik verimliliğin yerini üretim yöntem ve stratejilerinin yer alması, erkeklerin cinselliğe verdiği önem ve dikkatin ardında yatan eksikler ve kadınların estetik ve tüketime verdiği önem ve dikkatin ardında yatan ekşitilmiş eksikler, toplumsal cinsiyetçi kapitalizmin içinden çıkılamaz liberal paradoksunun sonucudur. Birçok teori, patriklerin yapısının zayıf olduğunu ifade etmektedir. Ancak bu görüşün temel nedeni, modern toplumla birlikte milliyetçilik kavramının, monarşinin genel, kapsayıcı tanımına dayanan çok basit bir kavram olduğu gerçeğidir. Ataerkil yapı erkeklik temelinde şekillense de birçok kadın bu ataerkil yapının yapısından yararlanmaktadır. Bu nedenle bu kalıbın tüm kadınlara zarar verdiği söylense de benzer çıkarların olduğu da göz ardı edilemez. Bu nedenle ataerkil pazarlık kavramı fikri bu gözle incelendiğinde yerinde bir kavram olduğu söylenebilir. Fakat cinsiyet eşitsizliği birçok yerde devam etmektedir. Ancak kadınların eğitimine fayda sağlayan neoliberal ilkelerin bu eşitsizliğin görünümünü azalttığını ve gizlediğini söyleyebiliriz. Gelişmiş ya da gelişmemiş tüm toplumlarda toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin önüne tam olarak geçilememiştir. Fakat bu eşitsizliği, gelişmekte olan ülkelerdeki liberal kapitalist üretim girişimleri çok daha fazla körüklemesine neden olmakta; kültür çatışmasını, ekonomik konfor arayışlarını geliştirmekte ve bunlarla cinsiyet farklılıklarına belirgin roller çizilmektedir. Öte yandan kadın bedeninin metaya dönüştürülmesi ve seyirlik sempati kazandırıcı bir nesne haline gelmesi, tüketim kültürünün oluşturduğu sonuçlar arasındadır. Ayrıca bu yolla ilerleyen metalaşan bedenler “değer katılmış” cinsiyetleriyle ayrışmış; şiddete eğilim gösterilmesinde nedensel bir bağ oluşturmuştur. Günümüzde birçok toplumda toplumsal cinsiyet ayrımcılığının önüne geçmek için yapılan çalışmalar artmıştır. Fakat bunun pratik yansımasını görebilmek için ülke değer ve yapılarının reform edilmesi, köklü bir girişimde bulunulması gerekir. Gelenek, dini öğretileri, siyasi yapılaşma, uluslararası ekonomi politikalarının etkileri diğerkam yaklaşımla reforme edilmesi demokratik arayışların bitmesine neden olacaktır. Toplumsal cinsiyet eşitliği ve toplumsal cinsiyet farkındalığının kazanılması için her iki cinsiyete ait özdeşleşen yapıların karşı cinsiyetlerde görülmesiyle ve karşı cinsiyetlerin o rollerle toplumlaşmasıyla cinsiyetler arası eşitliğin ve farkındalığın kazanılması mümkün olur. Toplumun erkeği tanımladığı “gücü” ve kadını tanımladığı “merhameti” cinsiyetsiz erdemlikte bütünleştirilmelidir." Cüretkar bir içeriğin dikkatleri üzerinize çekecek bir yapıda olması her bağlamda fayda sağlayacaktır. 🙂😇✌️
Henüz bu satıcı için yorum yapılmamış.